Blog

Dünyanın en kutsal meslekleri arasında yer alan öğretmenlik günümüz şartlarında maalesef birçok sorunla karşı karşıya. Bunlardan bir tanesi de öğretmenlerin atanamama sorunu.  KPSS olarak bilinen “Kamu Personeli Seçme Sınavı” neticesinde belirli bir puan alarak öğretmenlik mesleğini yapmaya hak kazananlar ülkemizdeki eğitim politikaları nedeniyle yıllar süren bir bekleme sürecine katlanmak zorunda kalıyorlar. Dolayısıyla eğitim fakültesini bitirmek öğretmen olabilmek için yeterli gelmemektedir. Bu sorunun aşılması ile ilgili olarak birçok çalışma hâlihazırda devam etse de önümüzdeki birkaç yıl içerisinde yaklaşık 1 milyon öğretmen fazlalığı gibi bir durumla karşı karşıya kalınacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Devamını Oku

Hiçbir çocuk doğuştan başarısız değildir. Sevgi, ilgi ve alakanın yanı sıra çocuğun kapasitesinin geliştirilmesi gibi etkenler öğrenci başarısı üzerinde büyük etkiler yapar. Dolayısıyla öğrencinizde bir başarısızlık söz konusu ise öncelikle ebeveynler olarak kendinizi sorgulamanız gerekecektir. Elbette öğrencinin okulu, öğretmenleri ve diğer olumsuz olarak değerlendirilebilecek eğitim koşulların da başarıda önemli rolü bulunur. Fakat ebeveynlerin sorumluluğu diğer tüm faktörlerin üzerinde bir etkiye sahiptir. Bu nedenle öğrencinin okuduğu okulun başarısından ziyade öğrenciye sağlanacak imkânlar ön planda olacaktır. Dilerseniz öğrenci başarısızlığında etki eden faktörleri konunun daha iyi anlaşılması için maddeler halinde inceleyelim;

Devamını Oku

Bir toplum sadece ve sadece eğitim ve bilimle bir yerlere gelebilir. Bunun algoritmanın en önemli gereği akademik bilgi birikiminin sağlanmasından geçiyor. Peki, Türkiye akademik bilgi birikimi bakımından hangi düzeyde? Veya gelecek nesillere bırakabileceğimiz bilgi hazinemiz ne kadar zengin? Bunları iyi şekilde tahlil etmeden ve yetersiz kaldığımız noktaları tam olarak tespit etmeden muasır medeniyet seviyesine ulaşmak mümkün olmayacaktır. Maalesef akademik bakımda Türkiye’nin çok da iyi bir yerde olduğunu söylemek mümkün değil. Bunun birçok nedeni var ve bu nedenlerin her biri başlı başına tartışma konusu. Sözgelimi Türkiye’de bilim insanlarının ne kadar akademik fikir ürettikleri daha önemlisi geleceğin teminatı olan öğrencilerin hangi kriterler gözetilerek topluma yararlı çalışmalar yaptıkları? Konularında yapılan istatistikler durumun hiç de iç açıcı olmadığını gösteriyor.

Devamını Oku

Atalarımızın belirttiği gibi ‘bir lisan bir insan demektir’ sözü gerçekten çok doğru bir söz. Çünkü bugün için globalleşen dünyada bir tek yabancı dil özellikle uluslararası bir konseptte ticari faaliyetten veya uluslararası çalışmalar yürütenler açısından yeterli olmuyor. En basitinden bir bilim insanı olacaksanız en az iki veya üç dile hâkim olmanız gerekecektir.  Sonuçta dünyanın ileri gelen ülkelerinde ortaya çıkarılan en yeni bilimsel bulguları anlık olarak takip etmek ve kendi çalışmalarına yön verebilmek birazda böyle bir meziyete bağlıdır. Tabii bu örnekleri çoğaltmak mümkündür mesela bir iş adamı veya ülke yetkilisinin ne kadar fazla dile sahip olursa o kadar başarılı olacağı söylenebilir.

Devamını Oku

Bir öğrenci açısından lise eğitimi öğrenim yaşantısının belki de en önemli aşamasıdır. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen LGS sınav sonuçları bir kısım öğrenci hayallerini kurduğu okullara kavuşmasını sağlarken çok daha fazlasını maalesef pekte fazla tercih etmediği veya hedefinde olmayan okullara yönlenmesi ile sonuçlandı. %90lık dilimin normal okullara sadece %10’luk dilimin sınavla öğrenci kabul eden okullara yerleşmiş olması beraberinde pek çok sorunu getirmiş durumda. Fakat bu kargaşa arasında unutulan bir şey var ki; oda çocukların veya gençlerin lise sonrasında iyi bir üniversiteye yerleşmesi ve hayata atılması sorunu ile karşı karşıya kalmalarıdır. Sonuçta bu iyi bir eğitimin temel amacı iyi bir yaşam sürdürecek bilgi birikimi ve tecrübeyi kazanabilmektir.

Devamını Oku

Neredeyse her yıl değişiklik gösteren sınav sistematiği öğrencilerde kafa karışıklığı yaşanmasına neden oluyor. Bu yılda LGS yeni soru tipleri sınavlarda farklı metotlar izlenen bir yıl oldu ve maalesef başarılar kadar başarısızlıklarında yüksek oranda gerçekleştiği bir şekilde sonuçlandı. Bir örnek vermek gerekirse özellikle Türkçe dersinde sorulacak soruların mantık soruları olacağı önceden beyan edilmesine rağmen sınavda durumun pek de böyle olmadığı görüldü. Yani Türkçe dersinde yine eski tip soruların hâkim olduğu bir sınav yaşandı. Elbette öğrencilerin bu tip açıklamaları dikkate alarak bir çalışma metodu benimsemesi sınavda alınan başarısızlıklar üzerinde oldukça önemli etkiler yaptığı söylenebilir.

Devamını Oku

Neredeyse en fazla zorlandığımız derslerin başında matematik dersi geliyor. Fakat matematik bilgisinden önce Türkçe bilgisi gerektiğini nedense hep unutuyoruz. Çünkü okuduğumuz sorunun bir defa tam anlaşılması gerekiyor ve bu soruyu anlamamak demek hangi dersin sınavını girersek girelim başarısızlıkla karşı karşıya kalmamız anlamını taşıyor.

Devamını Oku

Bilindiği gibi ülkemizde Türk Dil Kurumu kelime zenginliğimizi kontrol altında tutan ve gerekli tasnifi yapan tek kurum. Ana dilimiz Türkçe dersi toplamda 111. 027 kelimelik Türkçenin esasını oluşturuyor. Elbette bir de dilimize sonradan girmiş 14.198 kelime bu zenginliğin içerisinde yer alıyor. Her ülke konuştuğu kendi dili anlama oranına sahip olduğundan kendi anadiline olan hâkimiyeti başarısını büyük oranda etkiler. Özellikle son yıllarda kendi anadilinde konuştuğunu tam olarak anlayamayan birçok öğrencinin sınavlarda başarısızlık kaydetmesi bu konuda acilen bir takım tedbirlerin alınmasını zorunlu kılıyor. Çünkü ister sayısal ister sözel tüm sınavlarda sorulan sorular Türkçeye hâkim olunmadan anlaşılmıyor ve doğal olarak anlaşılmayan bir sorunun çözülmesi de mümkün olmuyor. Dolayısıyla öğrencilerin matematikteki başarısızlığının bile başarısızlığının bir bölümü buradan kaynaklanıyor.

Devamını Oku

Bütün gelişmiş toplumlar bugünkü durumlarına eğitimle ulaştılar. Dolayısıyla eğitim olmadan kalkınmadan ve refahtan söz edilemez. Bu çerçevede ülkemiz açısından değerlendirme yapıldığında merkezi sınavlarda Türkiye ortalamaları maalesef alarm veriyor ve durum pek iç açıcı gözükmüyor. Peki, bu olumsuz tablo nasıl başlıyor? Hemen kısaca buna değinelim. Aslında “Ağaç yaşken eğilir” atasözü her şeyi açıklıyor. Daha ilkokul düzeyinde ortaya çıkan sorunlar bugünkü tablonun başlangıç noktasını oluşturuyor. Örneğin istatistiklere göre 2008 ve 2009 eğitim öğretim yılında eğitimin kalitesinin ölçüldüğü sistematik içerisinde dünya sıralamasında 91. ülke olan Türkiye 2016-2017 yıllarında oldukça gerilere düşerek 107. sıraya geriliyor. Dolayısıyla eğitim kalitesindeki düşüş ortaöğretimde ve üniversite eğitimine son derece olumsuz bir şekilde yansıyor. Bunun anlamı önümüzde tam 107 ülke var ve ülke olarak biz bunları yakalamak zorundayız. Bu nedenle eğitimde kaliteyi ilkokul düzeyinde başlatmadığımızda diğer aşamalarda başarı yakalamak mümkün değildir.

Devamını Oku

Eğitim süreci gerçekten uzun ve zor bir süreçtir. Çünkü gelecekteki yaşamın garanti edilebilmesi ancak bu sürecin başarısına bağlıdır. Fakat eğitim ve öğretim döneminde elde edilecek her başarı pozitif bir birikime neden olurken maalesef negatif etkilerde birikir ve öğrencinin iyi bir üniversiteye girebilmesinin önünde engel olur. Dolayısıyla bu süreç tekrarı olmayan ve telafi edilemeyen bir dönemdir. Tabi her öğrencin bu dönemde çok yüksek potansiyelde bir başarı elde edemeyebilir. Bu durumda ilk yapılması gereken öğrencinin özellikle negatif birikimine yol açan başarısızlıklarının giderilmesi olacaktır. Bunun da en iyi yöntemi özel ders alarak bu kayıpların karşılanmasıdır.

Devamını Oku

Her öğrencinin kendine has bir ders anlama kriteri vardır ve bazen bu durumun takviye edilmesi gerekir. Bu noktada özel ders süresini nasıl verimli kullanırım? Sorusu ortaya çıkıyor ve öğrencinin bu kez alınan hizmeti en iyi şekilde kullanabilme becerisi gündeme geliyor. Sonuçta özel ders ücreti mukabilinde verilen bir hizmet ve bu hizmetten sonuna kadar yararlanmak öğrencinin en doğal hakkı. Dolayısıyla alınan dersin en faydalı şekilde zihinlerde yer etmesi öncelikli olarak aranılan kriterlerin başında geliyor. Peki, bunu nasıl sağlayacağız? Hemen kısaca buna değinelim;

Devamını Oku

Okulların kapanıp yaz tatilinin başlamasına çok az bir zaman kaldı ve bütün bir yıl eğitim ve öğretim çerçevesinde öğrenciler bilgilerle donandı. Ancak 3 ay gibi uzun bir yaz tatilinde süre bu derslerden uzak kalmak tam bir yıl boyunca öğrenilen konuların neredeyse %50 senin uçup gitmesine neden oluyor. Tabii bu durumda bir sonraki yıl müfredatta yer alan dersler bir önceki yılın devamı niteliğinde olduğu için öğrenciler unuttukları konulardan kaynaklanan başarısızlıklarla baş başa kalıyorlar. Dolayısıyla yaz tatilinde yapılacak konu tekrarları bir bakıma gelecek yılın derslerinde başarılı olabilmenin anahtarını elinde bulunduruyor.

Devamını Oku

İlki geçtiğimiz günlerde gerçekleşen LGS sınavı deyim yerindeyse öğrencileri ters köşe yapmıştı. Bu durumun üniversiteye giriş sınavı olan temel yeterlilik sınavı, yani TYT ve YKS (Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı) sınavlarına da yansıyacağı anlaşılıyor. Çünkü LGS sınav sorularının zor olmasına açıklık getiren Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklama bu yönde. Açıklamaya göre kaldırılan TEOG sınavının yerine getirilen LGS (Liseye Giriş Sınavı) “nitelikli okul” statüsü kazandırılan ve %10’luk dilime tekabül eden liselere bu kapasiteye uygun öğrencilerin girilebilmesi için soruların bilerek zor seçildiği ifade edilmişti. Dolayısıyla öğrencilerin TYT ve YKS sınavlarına çok dikkat etmeleri gerekecek. Çünkü bu sınavlarda en az LGS kadar zorlayıcı olacaktır.

Devamını Oku

İyi bir öğrenim görmek her öğrencinin en büyük rüyasıdır ve bu öğrenimin sürekliliğini sağlayan sınavlar belirleyici rol üstleniyor. Her geçen yıl daha farklı özelliklerle gerçekleştirilen LGS sayısal sınavı süreç bakımından bu yıl öğrencileri deyim yerindeyse terletti diyebiliriz. Oldukça zor seçilmiş toplam 20 matematik sorusu bu yıl biraz daha düşük matematik puanları ile karşılaşacağımızı gösteriyor. Ayrıca bu yılki matematik sorularında işlemlerin yoğunluğu öğrencilerin fazladan efor sarf etmelerine neden olduğundan sınavı yetiştirememe gibi bir sorununda ilerleyen zamanlarda gündeme gelebileceğini ifade etmek yanlış olmayacaktır.

Devamını Oku

Hepimizin bildiği gibi eğitim çok yönlü komplike bir sistematiktir ve bu sistematik içerisindeki yapısal değerlerin her biri eğitimin bütünlüğünü oluşturur. Bu bağlamda eğim kavramı olarak bilinen ve “bir doğrunun, yatay ekseninde ki bir birimlik artışa karşılık düşey ekseninde ki değişim miktarı” olarak tanımlandırılan eğim;

1. Eğim

2. Doğrunun eğimi

3. Doğrunun eğimi ile denklemi arasındaki ilişki

Şeklinde bir sıralamayla sistematik içerisinde yer almaktadır. Bu çerçevede bir detaylandırma yapmak gerekirse bir doğrunun eğimi, aynı doğru üzerinde bulunan iki nokta arasındaki dikey değişimin yatay değişime oranı olarak kabul edilir. Dolayısıyla (Y) eksenine göre sağa yatık doğruların eğimi Pozitif, sola yatık olan doğruların eğimi ise Negatif olacaktır. Hemen bu noktada eğim açısının ne anlama geldiğini de kısaca izah edelim

Devamını Oku

Gelişmiş toplumlar geçmişte neler yaşandığına dikkat ederek gelecekte neler yapılması gerektiğinin planlarlar.  Dolayısıyla gelişebilmek için geçmişi iyi okumak ve gelecekte toplum olarak sizin neyi beklediğini çok iyi anlamak gerekiyor. Bunun çok basit ve son derece geçerli bir nedeni vardır. Çünkü geçmişte yaşanan düşmanlıklar veya dostlukların bugünün şartlarında hangi seviyelerde olduğu ve düşmanların dost, dostların ise düşman olabileceklerini kestirmek için tarihe bakmamız yeterli olacaktır. Bundan ötürüdür ki tarihte neler yaşandığı her toplumu yakından ilgilendiren bir meseledir. İşte tam bu noktada tarih dersinin önemi ortaya çıkıyor. Çünkü tam olarak bilgi edinmek istiyorsak yazılı kaynaklara başvurmak zorundayız.

Devamını Oku

İyi bir gelecek inşa edilmek isteniyorsa matematik dersinin çok iyi kavranması gerektiğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bu bağlamda matematik özel ders Eskişehir ekibi olarak değerli öğrencilerimizin ihtiyaç duyduğu eğitimi profesyonel eğitmen kadromuz ile en üst düzeyde karşıladığımızı belirtmek isteriz. Bu çerçevede; YGS, LYS, KPSS ve YKS sınavlarına hazırlanabilmeniz için Analitik Geometri, Geometri ve Matematik derslerinden oluşan özel ders taleplerinizi sitemiz üzerinden karşılayabilirsiniz.

Devamını Oku

Hızla değişen dünyada öğretime yönelik yaklaşım da aynı hızla değişmektedir. Tüm dünya klasik sınıf uygulamalarından modern öğrenme yöntemlerine geçmektedir. Yeni bir bilgi edinmek veya yeni bir şey öğrenmek isterseniz kesinlikle en kolay yol online olarak araştırma yapmaktır. Peki, bu en etkili yöntem mi? Online eğitimden dolayı diğer geleneksel öğretim yöntemlerinin modası geçti mi? Öğretmenler ve özel ders olmadan gerçekten öğrenebilir miyiz? Bu sorulara cevap verebilmek için birebir eğitim diye da adlandırabileceğimiz özel dersin faydalarını bilmeliyiz.

Devamını Oku

Ne yapıyorsanız yapın severek yapın. Çünkü sevilmeden yapılan hiçbir işin başarı şansı bulunmaz. İçerisinde sağlıklı ve özgür düşüncenin ya da sevginin olmadığı hiç bir meslek grubu yoktur ve her mesleğin kendisi bizzat aşktır. Dolayısıyla âşık olmadığınız bir işi yapıyorsanız eninde sonunda ya o sizi bırakacaktır veya tam tersi siz onu terk edeceksiniz demektir. Keyif almadığınız bir iş kolunda geçici olarak gösterdiğiniz başarılar ya da kariyer yapma planı hedefinizin çok altında kalacaktır. Çünkü sizinle birlikte binlerce insan aynı işi yapıyor ve hemen hemen aynı başarıyı gösteriyor. Bu durumda nasıl bir fark yaratacaksınız? Sözgelimi İbni Sina'nın doktorlukta göstermiş olduğu başarı gibi sizin yaptığınız işlerde binlerce yıl konuşulacak mı? Eğer işinizi sevmiyorsanız cevabımız hayır olacaktır. Belki bir plaket veya bir başarı belgesi ile ödüllendirileceksiniz. Fakat bu asla sizi tatmin etmeyecektir.

Devamını Oku

Hayat tarzımız, yaşantılarımız ve özellikle yeni nesil her gün biraz daha değişiyor. Gelişen teknoloji ve evrenselleşen dünya ile alışkanlıklarımız, sosyal yaşamımız, yemek tarzımız, alışveriş stilimiz kısacası her şey değişiyor. Evet, bunlar değişirken insanın sabit kalmasını bekleyemeyiz, biz de değişiyoruz. Davranışlarımız, psikolojimiz, biyolojimiz… Hepsi bir yana eğitimden sağlığa, alışverişten yemeğe her şey teknoloji ile gelişirken bize pek çok zararı da beraberinde getiriyor. Bu yazımızda tüm bunlardan etkilenen dikkatimizden yani dikkat eksikliğinden bahsedeceğiz.

Devamını Oku

Latince kökenli bir kelime olan inovasyon temelde ürün veya hizmetlerin geliştirilmesi ile yenilikçiliği ifade ediyor. Dolayısıyla girişimcilik ruhunun temsil edildiği ve cesaretin inovasyonu olarak adlandırılan kavramı tahlil ederken gelişime ve yeniliğe açık düşünceler bütünü olarak tanımlayabiliriz. Kişisel gelişim ile yakın bağlantısı bulunan inovasyon düşüncesi ürün veya hizmetlerde olduğu kadar eğitim alanında da önemli derecede etkileri bulunan bir kavramdır. Her şeyden önce insani düşüncenin karakterine uygun olarak kavramsallaştırılan girişimcilik ruhu, insanlık tarihi ile yaşıt bir zaman dilimi içerisinde kendine yer edindiğini söylememiz yanlış olmayacaktır. Bu çerçevede bilim insanları inovasyon kavramını dörde ayırarak incelemeyi tercih ederek yaratıcı düşüncenin şekillenmesini sağlamışlardır. Genellikle kabul görmüş 4 aşamalı inovasyon nedir? Gelin birlikte tanıyalım.

Devamını Oku

Her birey iyi bir eğitim görmeyi ve ileriki yaşamında bu eğitim sayesinde mutlu olmayı fazlasıyla hak ediyor. Fakat eğitim yaşamını gölgede bırakan sıralama sınavlarında yapılan tercih yanlışlıkları önceden hesapta olmayan bir takım olumsuzlukların gündeme gelmesine neden oluyor. Örneğin Yks, Tyt, Lgs ve Kpps her biri kendi başına ayrı dönem taşıyan sınav türleridir ve bu sınavların her birinde belirli tercihler yapmak gerekiyor. İşte bu tercihleri yaptığınız esnada o gün için popüler olan meslek grupları uzun yıllar boyunca eğitim alınması gerektirdiğinden arada geçen zaman sürecinde güncelliğini ve popülerliğini kaybedebiliyor. Dolayısıyla hayalini kurduğunuz mesleği sadece tercih yanlışlığı nedeniyle kaybetmeniz söz konusudur.

Devamını Oku

20. ve 21. yüzyılda gelişen teknoloji pek çok yeni meslek grupları doğurmuş ve bu büyümeyi de devam ettirmektedir. Yapılan bir araştırmada bugün ilkokula başlayan çocukların %65’i, gelecekte şu an olmayan mesleklerde çalışılacağı sonucuna ulaşıldı. Yani meslekler günün koşullarına göre doğuyor, gelişiyor, daralıyor ve ölüyor. Günümüz için de gelişen meslek grupları arasında yazılım ve bilişimin öne çıktığı görülüyor. Peki biz bu meslek gruplarına hazır mıyız? Çocuklarımızı geleceğin mesleklerini icra edebilmeleri için gerekli yatırımları yapıyor muyuz? Bu yazımızda çocuklar ve programlama hakkında önemli noktalara değineceğiz.

 

 

Devamını Oku

Gündelik yaşamımızda fizik kanunlarını aslında hepimiz birebir yaşıyoruz. Dolayısıyla günlük hayatta fizik kanunları oldukça önemli bir yer tutuyor. Sadece bunu dikkatli gözlerle incelemek ve farkına varmak gerekiyor. Sözgelimi içerisi helyum gazı ile dolu bir balonun yukarıya doğru uçuşu veya kütlesel ağırlığı bulunan bir maddenin aşağı doğru düşüşü ilk akla gelen örnekler oluyor. Elbette bu örnekler yüzlercesi ile çoğaltılabilir. Burada önemli olan sonsuzluğun ve evrenin içerisinde yer alan gezegenimizi anlamak ve bu kuralların işimize nasıl yaradığını bilmek olacaktır. Newton kanunları olarak bilinen ve basit bir tanımlama ile yer çekimi kuvvetini anlamamızı sağlayan bilimsel veriler günümüze kadar varlığını sürdürerek temel ders kitapları içerisindeki yerini halen korumaktadır. Dolayısıyla gerek gündelik yaşamda gerekse eğitim ve öğrenim noktasında bu kurallar bütününü iyi tahlil ederek özümsemek gerekiyor.

Devamını Oku

Zaman zaman gündeme gelen konulardan birisi de ders süreleri. Bilindiği üzere her bireyin optimum bir dikkat süresi var. Özellikle çocuklarda bu süre daha kısayken toplam ders sürelerini uzatmak öğrencilere yapılan işkenceden başka bir şey olmayacaktır. Burada esas yapılması gereken ders süresini uzatmaktan ziyade dersin süresini etkili bir şekilde kullanmaktır. Bu yazımızda teknoloji ve ders süreleri ilişkisini işleyeceğiz.

Devamını Oku

Çocukluk hayali olan, ben bilim insanı olacağım diyen herkes bilim insanı olamıyor ne yazık ki. Aslında yazık mı değil mi orası da tartışılır ancak gelin biz bu yazımızda nasıl bilim insanı olunur, kimler bilim insanı olabilir? Bu soruların cevaplarını arayalım. Ayrıca şimdiden belirtmek isteriz ki bu yazıyı okuyan birçok insanın bilim insanı olma şansı yok denecek kadar az.

Devamını Oku

Küreselleşen dünyanın en önemli ortak dilini İngilizce oluşturuyor. Elbette yeni bir yabancı değil öğrenmek çok kolay bir iş değildir. Bu noktada İngilizce kursunun sınavlarda başarıya giden yolun en kritik basamağını olduğunu söylemek yanlış bir ifade olmayacaktır. Özellikle gerek devlet kuruluşları gerekse kurumsal nitelik taşıyan özel sektör firmalarında yer edinmek isteyenlerin çok daha fazla tercih ettikleri İngilizce dil eğitimi her yönüyle detaylı algoritmaların bütününden oluşuyor. Sadece belirli bir sınavı kazanmak veya kariyer sahibi olacak bir iş sahibi olabilmenin dışında özellikle yurtdışında hedeflemeleri bulunan iktisadi alanlar, askeri alanlar, politik alan, sosyal veya bilimsel alanlarda kullanılmak üzere İngilizce diline hakim olmak bir bakıma geleceğin inşası anlamını taşıyor.

Devamını Oku

Hiç düşündünüz mü bir öğrenci hayatı boyunca kaç sınava giriyor? Hayatı boyunca toplamda kaç soru çözüyor? Bu çözülen soruların kaçında işlem hatası yapıyor? Düşündükçe kötü olmayın, hatasız kul olmaz demiş üstat. Hepimiz hata yaptık ama bu hatalar hayatımızı nasıl değiştirdi? Çokça soru sorduk, hadi gelin şimdi bunların yanıtlarını arayalım.

Devamını Oku

İnsanların genellikle boş vakitlerini değerlendirmek amacıyla yaptığı kendilerine mutluluk ya da huzur veren meslek içi ya da meslek dışı olabilecek şekilde edindikleri uğraşılardır. Genel olarak hobi, insanların edinmeleri ruhsal dinginlik, mutluluk sağlama, üretim hissi edinmelerini sağlasa da biz bu yazımızda ergenlik dönemindeki gençlerin hobi ile olan ilişkisinden bahsedeceğiz. Hobiler ergenlik dönemindeki bireylere ne gibi katkılar sağlar bunlardan bahsedeceğiz.

Devamını Oku

Her insanın güzel bir meslek edinme hayali vardır ve bu hayali gerçekleştirebilmenin yolu iyi bir üniversite eğitiminden geçiyor. Bu noktada üniversite tercihi yaparken nelere dikkat edilmesi gerekir? Sorusu bu aşamaya gelen öğrencilerin en fazla merak ettikleri ve irdelenmesi gereken konuların başında geliyor. Çünkü tercih yaparken öğrencinin yeteneği ve kapasitesinin çok üzerinde bir seçim yaparak o anki şartlara göre bir bölüm seçmesi sonradan telafisi mümkün olmayan bir sürece girilmesi anlamını taşıyor. Dilerseniz bu noktada birkaç örnek vererek durumun daha da iyi anlaşılmasını sağlayalım

Devamını Oku

Dünyanın en gelişmiş devletlerinin fen bilimleri sayesinde bugünkü bulundukları yere ulaştıklarını artık  hepimiz biliyoruz.  Dolayısıyla bir ülkenin kalkınmasında temel bilim eğitiminin tartışmasız şekilde önemli yeri bulunuyor. İlkokuldan başlayan ve eğitimin son aşamasına kadar devam eden süreçte temel bilim eğitiminin yeni nesillere en iyi şekilde aktarılması ile birlikte bu bilim dallarında uzmanlaşmaları doğal olarak kalkınmanın ve ilerlemenin yolunu açacaktır. Bu çerçevede üç ana başlık altında toplanan ve daha sonra detaylandırılan fen bilimleri;

1. Fizik

2. Kimya

3. Biyoloji

 

Devamını Oku

 Ürün ve Hizmetler Nasıl Sınıflandırılır?

 Ürünler, ürünleri üretenlere ve tüketenlere göre sınıflandırılabilir. En temel ürün sınıflandırmalarından birine göre malları kamu tarafından üretilen ürünler ve özel sektör tarafından üretilen ürünler olarak ayırmaktır. Bunun dışında da ürünleri çeşitli açılardan sınıflandırmaya tabi tutmak mümkündür.

 

Devamını Oku

Bu yazımızda etkileyici dönem ödevi nasıl araştırılır sorusunun cevabını arayacağız. Öncelikle belirtmemiz gereken husus planlı olmanız yönündedir. Ders seçimi, konu seçimi, dönem ödevinin yapım süreci gibi dönemler de dahil olmak üzere her adımda planlı olmanız sizin yararınıza olacaktır.

Devamını Oku

Bilimin temel dayanak noktası tartışmasız bir şekilde matematiktir. Bu nedenle diğer bilim alanlarına göre matematik bağımsız tek bilim diyebiliriz. Özellikle mühendislikten sosyolojiye uygulama alanlarıyla asırlardır bütün algoritmaların dayanak noktasını oluşturan matematik bilimini anlamak için gayret gösteren bilim insanları günümüze kadar ulaşan pek çok formülü bizler için ürettiler. İster dev gibi yapılar isterse en küçük inşaat projesi mutlak surette matematik bilgisine ihtiyaç duyar bu nedenle mühendislik biliminin her aşamasında matematiğe rastlamak mümkündür. Yaşantımızın her alanında son derece önemli bir yer edinen matematik biliminin etki alanı elbette mühendislik çalışmaları ile sınırlı değildir. Diğer bir uç sosyolojide matematik nasıl yer alıyor?

Devamını Oku

Uzayın sonsuz boşluğu içerisinde atomdan daha küçük olan dünyamız elbette bir takım fizik kurallarına göre bu yapıda yer alıyor. Kütle çekim yasası ile evrendeki dengenin varlığını anlamaya çalışan bilim insanları bu konuda gerekli ilk argümanı kuşkusuz Newton kanunları olarak bilinen sistematik içerisinde buldular. Bu kurallar bütününe göre belirli bir yükseklikten serbest bırakılan herhangi bir cismin zemine doğru düşmesinin tek sebebi kütle çekim kuvvetinin etkisinden başka bir şey değildir. Ancak ilk etapta basit bir görsellik arz etse de bu olay matematiksel açıdan bakıldığında son derece enteresan ve oldukça karmaşık bir yapının görünen yüzü olduğu anlaşılır. Bu durumda kütle çekim gücünün hesaplanması sayesinde gezegenimizin diğer gezegenler ile etkileşiminin ortaya çıkarılması pekâlâ mümkün olmaktadır. Anlatımı biraz daha sadeleştirirsek; dünyamızın hangi noktasında olursak olalım aslında tam merkeze doğru bir çekilmenin söz konusu olduğu görülür.

Devamını Oku

Düşünen varlıkların ortaya çıkardığı eserlerin bir sonraki nesile aktarılmasını sağlayan kitaplar olmasaydı bilim hiçbir zaman ortaya çıkmayacaktı. Dolayısıyla Kitap okumak neden bu kadar önemli? Sorusunun yanıtı aslında insanlığın bilimde, teknolojide, inançta kat ettiği mesafede yatıyor. Sözgelimi din inancımızı bile kutsal kitaplarımızdan öğreniyoruz. Dolayısıyla “Söz uçar yazı kalır” atasözümüz bizzat kitapları işaret etmektedir.

Devamını Oku

Her şeyin bir ölçüm ve hesaplamaya dayandığı yaşamın temeli aslında matematiğe dayanıyor. Bu bağlamda integral nedir? Sorusuna yanıt aradığımız makalemizi ilgilenenlerin dikkatli okumasını tavsiye ediyoruz. Çünkü oldukça basit ve ilginç bu konuyu pek çok kişi zor bir denklem olarak görüyor, fakat durum böyle değildir. Aslında hayatımızın hemen her anında integrali yaşıyoruz, fakat farkında değiliz. Öncelikle mevcut tanımlamayı sizlere aktaralım daha sonra örneklerle durumu pekiştirelim. İntegral “Belli bir aralıktaki toplam değişimi veya biriken değişimin miktarı” olarak tanımlanır. integral İngilizce karşılığında entegral olarak yazılır. Dolayısı ile bu harf farkı sizleri yanıltmasın, aynı şeyi ifade eder. Şimdi gelelim birkaç örnekle konuya açıklık getirmeye.

Devamını Oku

Belki birçok kişi pek de sevmez, fakat matematik olmadan gerçekten hiçbir şey olmuyor.  Hepimizin kulak aşinalığı olduğu İrrasyonel sayılar olarak bilinen sistematik de olmazsa olmazlar arasında sayılabilir. Bu bağlamda genel olarak kabul görmüş bir tanımlama yapmak gerekirse; rasyonel sayılar kümesi içerisinde bulunmayan yani pay ve payda ekseninde tam sayı olan, bir kesir olarak ifade edilmeyen sayılar olarak bir tanımlama yapmak mümkündür. Ortaöğretimden itibaren matematik dersi içerisinde yer alan irrasyonel sayı kavramı İngilizce kökenli bir kelime. Konuyu biraz açmak gerekirse virgülden sonra gelen kısmın düzensiz bir şekilde sonsuza kadar ilerlemesi ancak İrrasyonel sayı olarak açıklanabilir. Bu durumda virgülden sonra herhangi bir sayı bulunmuyorsa bu sayının rasyonel olduğu kabul edilir. Aynı şekilde ondalıklı sayıların aynı prensip düşünüldüğünde bir bakıma rasyonel olduğu söylenebilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ondalık sayı bile olsa düzensiz bir şekilde devreden ifadelerin bulunması durumunda İrrasyonel sayıya dönüşeceğidir.

Devamını Oku

Bir teorem düşünün, ilkokul öğrencileri tarafından bile kolaylıkla anlaşılabilir ve uğraşılabilir olsun fakat ispatı ortaya atıldıktan sonra 350 yılı aşkın bir süre yapılamasın. Hem de çeyrek satırı geçmeden ifade edilen basit formülün ispatı 200 sayfayı geçsin. Böyle bir teorem yoktur demeyin: Fermat’ın Son Teoremi.

Devamını Oku

Çağımızın en önemli eğitim algoritmalarının başında modern eğitim ve öğretim uygulamaları geliyor. Eğitim alanında ihtiyaç duyulan çağın gerekliliklerin yakalanabilmesi için geliştirilen pedagojik formasyon öğretmenlik mesleğinin tam ve sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi adına ortaya çıkarılan bir yöntemdir. Bu bağlamda eğitim fakültelerinden mezun olmamış fakat öğretmenlik yapabilecek durumda olan adayların formasyon gerekliliğinin iyi anlaşılması ve buna yönelik olarak atılacak adımların iyi bilinmesi gerekmektedir. Öncelikle henüz öğretmenlik mesleğine başlamamış yani adaylarının formasyon eğitiminden geçmesi oldukça önemli bir avantajı beraberinde getireceğini hemen belirtelim. Sonuçta muhatap olacağı kitlenin çocuk veya gençlerden oluşması bu ilave eğitimin zorunluluğunu gözler önüne sermektedir.

Devamını Oku

Matematiğin alt dallarından biri olan cebrin en temel düzeyi ile eğitim öğretim yıllarımızın erken denilebilecek yıllarında karşılaşıyoruz. Lisans seviyesinde cebir, grup, halka, cisim, kesirler cismi (tabi ki saymakla bitmez) gibi matematik ile akademik manada alakası olmayanların pek aşina olmadığı kavramları başlangıç düzeyi olarak kabul eder. Lisansüstü eğitimi bunların üstüne inşa etmeyi hedefler. Fakat belirli seviyelerde başarı elde etmek için lisans seviyesinden daha da geriye gitmeye ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim.

 

Devamını Oku

Düşünen varlıkların kaçınılmaz şekilde kendini ifade etme sanatı olarak binlerce yıllık geçmişi bulunan felsefe, insanlık tarihine yön vermeye devam ediyor. Günümüze uzanan felsefe eğitimi ve düşünen birey kavramları hep bir arada anılmışlardır. Bu çerçevede felsefeyi tam olarak anlayabilmek için mantığın ve bilimin dünyasında kısa bir yolculuğa ne dersiniz? Öncelikle uluslar arası arenada felsefe hakkında yapılan tanımın ne olduğuna bakalım. Özetle Felsefe “bilimin dayanak noktasını oluşturan ilkeler bütünü” olarak tarif edilmektedir. Dolayısıyla bilim olmadan felsefe olmaz diyebiliriz. Çünkü felsefi düşünce bilim içerisinde kalarak kendini açıklar ve bilimin dışına asla çıkmaz. Bu nedenle bir fikrin açıklanmasında veya yeni bir akımın doğmasına neden olacak düşüncelerin o günün şartlarına göre bilimsel verilere dayanmadan ileri sürülmesi söz konusu değildir.

Devamını Oku

Muhtemelen duymayan yoktur Matematik ilkelerinde çığır açan Pisagor'un kendi adıyla anılan geometri prensipleri günümüzde birkaç ufak tefek değişiklikle halen kullanılmaktadır. Elbette Pisagor teoremi gelişmeden önce ona bu ilhamı veren ve binlerce yıl öncesinde kullanılan bu geometri prensiplerini arkeolojik kazılara göre Mısırlılar ve Çinliler kullanılmış. Kaynaklara göre Pisagor’da bir Mısır gezisi sırasında bu teoremi keşfetmiş ve şekillendirmiş. Dilerseniz şimdi Ortaokul ve Lise matematik eğitimlerinde sıkça karşılaştığımız Pisagor teoremi nedir, neyi ifade eder? Kısaca bir inceleyelim;

Devamını Oku

Tüm öğrenciler öğretmenlerinden, özelikle başarısızlık söz konusu ise, ders derste öğrenilir, anlamadığın yerde istediğin kadar sor kimseden çekinme gibi öğütler duymuştur. Buna rağmen birçok öğrenci sınıf ortamında anlamadığı noktayı sormaktan çekinir. Aslında bu durum sınıf ortamında bulunmaları ve yaşları itibariyle öğrenciler için normaldir. Hele ki geçmişten gelen eksikler dolayısıyla sıkıntı yaşanıyorsa bu durum, öğrenci için dersi boş verme, yok sayma ve içerisinde o dersin olmadığı çıkış planları yapmaya kadar varır.

Devamını Oku

Matematik aslen Analiz, Cebir ve Geometri olmak üzere üç alt başlıktan oluşur. Analiz (çoğunlukla Analiz ve Fonksiyonlar Teorisi olarak geçer) adından anlaşıldığı gibi Fonksiyonları inceleyen bir anabilim dalıdır. Eğitim sistemimizde öğrencilerimiz fonksiyon kavramı ile ilk olarak lise yıllarında karşılaşırlar ve maalesef anlaşılması çok zor bir olgu olarak akıllara kazınır. Bu durumun bir diğer sonucu ise henüz fonksiyon kavramıyla karşılaşmamış olan öğrenciler için ön yargı oluşturmasıdır.

Devamını Oku

Vücudumuzu Çevreleyen Kılcal Damarlar

İnsan anatomisi gerçekten mucizevî bir yapı ve vücudumuzu çevreleyen kılcal damarlar ile diğer tüm damar sisteminin uç uca eklenmesi durumunda dünyanın çevresini 2,5 kez dolaşacak uzunlukta. Ortalama 96.000 kilometre uzunluğundaki bu devasa sistemin bir insan vücudu içerisine sığmış olması gerçekten inanılması güç bir veri. Aynı zamanda (kapi) olarak da adlandırılan kılcal damarların her birinin kalınlığı 0,150 mm ile 0,007 mm  arasında değişen bir çapa sahip. Bütün dokuların en uç noktasına kadar ulaşabilen bu yapı aynı zamanda toplar ve atardamarları birleştiren bir özellik göstermesi bakımından hayati önem taşıyor. Dışarıdan bakıldığında bile bazı bölgelerde rahatça gözlenebilen kılcal damarlar vücudumuzdaki en ufak deformasyona karşı ilk tepkiyi veren reaksiyonu yani kanamayı gerçekleştiriyor.

Devamını Oku

Işığı Yakalama Sanatı/Fotoğrafçılık

Fotoğraf makinesi icat olduğu günden bugüne kadar üzerinden çok zaman geçmesine rağmen vazgeçemediğimiz ve giderek daha profesyonel hale gelen ışığı yakalama sanatı yani fotoğrafçılık usta ellerde yaşamı bir bakıma ölümsüzleştirmeye devam ediyor. Özellikle teknolojinin üst seviyelere tırmanması ile birlikte yüksek kapasiteli ve maksimum çözünürlüğe sahip fotoğraf makineleri ile artık karanlık bir odada ışığın yayılışı bile görüntülenebiliyor. Bunun anlamı ışık hızını yakalayabilecek ölçüde fotoğraf makinelerinin var olduğudur. Elbette bu işi profesyonel olarak yapanlar kadar hobi olarak yapan birçok fotoğraf sanatçısı bulunuyor. Bugün için çalışmalarının temelini oluşturan fotoğraflar her ne kadar video çekimleri ile değişik bir versiyona bürünse de en geçerli ve etkili reklam unsuru olmaya devam ediyor.

Devamını Oku

Lisansüstü Eğitim

İyi bir üniversiteden mezuniyet sonrasında öğrenimin uzmanlaşma yönünde ilerletilmesi kişinin mesleki kariyerini tamamlaması bakımından oldukça önemli bir aşamadır. Dolayısıyla lisansüstü eğitim üniversite eğitimi sonrasında atılacak adımların başında geldiğini söylememiz her halde yanlış olmayacaktır. Yasal çerçevede 2547 sayılı kanunun 65 maddesi uyarınca hazırlanan yönetmelik kapsamında geliştirilen lisansüstü eğitim, yüksek lisans, doktora ve sanat dallarında yeterlilik programlarından oluşuyor.

Devamını Oku

Stem Eğitim Modelinde Yüksek Kalite Standartları

Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın iyi bir eğitim alarak yaşadıkları topluma faydalı çalışmalar yapabilmesi tüm ülkelerin en büyük hedefi. İşte bunu sağlamak için geliştirilen Stem eğitimi insanlık adına gerçekleştirilen ve küresel anlamda itibar gören bir sistematik diyebiliriz. Matematik, Fen, Mühendislik ve Teknoloji alanlarda öğrencilerin Dünya adına yaşanabilecek önemli gelişmelerin bir parçası olabilmesini sağlamak için düşünülen Stem İngilizcede kök manasına geliyor. Bu yeni eğitim yaklaşımının gerek teknoloji alanında gerekse diğer bilimsel kategorilerde öncelikle buluş veya yeni bir keşif yapacak kişileri yetiştirmek ve şimdiden onları yönlendirebilmek amacını taşıdığını söyleyebiliriz. Bu modeli ilk olarak Amerika Birleşik Devletlerinin geliştirmesinin ardından Avrupa ülkeleri hızla benimseyerek eğitim programları içerisine dahil etmişlerdir. Bu arada Türkiye’nin de bu yaklaşımı uygulamaya başladığını anti parantez hemen belirtelim.

Devamını Oku

Sanat Eğitimi Prensipleri

Bir toplumun endüstriden mekaniğe, teknolojiden güzel sanatlara kadar her alanda eğitimli olması, o toplumun refah ve huzur içerisinde yaşamasının yegâne yoludur. Bu çerçevede sanat eğitimi prensiplerinin belirli kurallar çerçevesinde işletilmesi, ortaya çıkan ihtiyaçların profesyonel düzeyde karşılanmasını sağlayacaktır. Sonuçta sanatçıların ortaya koyduğu eserler bizzat sanatçının içerisinde yaşadığı toplumun izdüşümüne göre şekillenerek örnek teşkil eder. Sanatsal faaliyetler ile yakından ilgilenen felsefenin tüm kolları, ortaya çıkan eserle birlikte düşünmenin önünün açıldığı gerçeğinden yola çıkarak ses sanatçısı, müzisyen, ressam ve heykeltıraşlık gibi meslek gruplarının toplum tarafından saygı ile karşılandığında hem fikirdir. Bu nedenle sanat ve felsefenin oldukça yakın bir ilişkisi olduğunu söylemek mümkündür.

Devamını Oku

Üniversiteye Yeni Giriş Sistemi

Üniversite eğitimi her insanın arzuladığı ve gelecekteki yaşamın şekillenmesinde önemli rol oynayan yaşamsal bir dönüm noktasıdır. Bu bağlamda eğitimin kalitesinin arttırılmasına yönelik geliştirilen üniversiteye yeni giriş sistemini çok iyi anlamak ve buna göre hareket etmek gerekiyor. Sistemin iyi anlaşılamaması durumunda ortaya çıkabilecek olumsuzlukların ekarte edilmesi için donanımlı bir ön bilgi edilmesi şarttır. Bu çerçevede bir önceki uygulamalar YGS (Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı) ve LYS (Lisans Yerleştirme Sınavı) sistemleri kaldırılarak yerine YKS ( Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı) ile TYT (Temel Yeterlilik Sınavı) getirilmiştir. Süreklilik arz eden uygulamaların kaldırılması sonrasında yaşanan kavram kargaşasının önüne geçmek için bu konuyu biraz açalım.

Devamını Oku

Soylu Gazlar

Toplamda 6 adet bulunan Soylu gazlar aslında günümüz yaşantısında sıkça karşılaştığımız Maddelerden oluşuyor. Kaynama ve erime noktaları açısından birbirlerine son derece yakın olan bu maddeler toplamda 10 °C aralığında farklılıklar gösteriyor. Yine de hepsinin ortak bazı özellikleri bulunuyor bazı özellikleri bulunuyor. Bunlara kısaca değinmek gerekirse;

  1. Hepsi tek atoma sahiptir
  2. Kokusuzdurlar
  3. Renksizdirler
  4. Hepsinin dış elektron kabuğu elektronla doludur
  5. Bileşik oluşturmazlar (bileşik oluşturduklarına yönelik bir takım teoriler mevcut fakat ispat edilememiştir)
  6. Oda sıcaklığında gaz halinde bulunurlar
  7. Elektron verip almazlar
  8. Hiçbiri tepkimeye girmez
  9. Kimyasal tepkimeleri düşüktür

Ortak özelliklerde sadece helyum çok ufak bir farklılıkla diğerlerinden ayrılır. Bu farklılık elektron sayısı ile ilgilidir ve diğer gazların elektron sayısı 8 iken, bu oran Helyumda sadece 2’dir.

Devamını Oku

LGS Nedir, Nasıl İşliyor?

Bir süre önce kaldırılan Teog (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) sınav sisteminin yerine getirilen LGS nedir? Genel olarak nasıl işliyor? Gibi sorulara yanıt aradığımız yazımızı dikkatle okumanızı tavsiye ediyoruz. Çünkü oldukça zorlu bir sınav süreci sizleri bekliyor diyebiliriz. Kelime anlamı olarak liseye geçiş sistemi olan LGS sistemine göre başarı bakımından en üst grubu temsil eden öğrencilerin seçildiği sınav, öğrenciler arasında çok büyük bir yarışın yaşanması anlamını taşıyor. Sistematik olarak kafaların biraz karışmasına neden olan LGS bir önceki sisteme oranla çok daha radikal bir takım uygulamalara sahip. İlk olarak bu yıl pratik uygulaması yapılacak olan LGS Türkiye genelinde yüksek puana sahip yaklaşık 600 okula sınav sonucunda en yüksek puanı alan öğrencilerin yerleştirilmesi esasına dayanıyor.

Devamını Oku

Özel Ders Almak Neden Önemlidir?

Günümüz şartlarında iyi bir eğitim almanın yolu başarılı bir ilk, orta öğretim ve üniversite sürecinden geçiyor. Bu bağlamda özel ders almanın geleceğin tesis edilmesindeki rolü yadsınamaz bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Öncelikle hangi yaşta olursa olsun eğitim alan kişinin bu zorlu sürece tam olarak hazırlanabilmesini sağlayan bire bir özel ders anlatımı okul atmosferinde yakalanması pek mümkün olmayan motivasyonu sağlıyor.

Bunun yanı sıra öğretmenin direkt olarak öğrencinin algı düzeyini anlamasına ve mevcut potansiyelini yükseltmesine imkan sağlayan özel ders anlatımları başarının anahtarını elinde bulunduruyor.

Devamını Oku

Asal Sayıların Gizemi

Yaşadığımız evren içerisinde her şey aslında aritmetik bir düzende varlığını sürdürüyor. Üstelik bu aritmetik içerisinde asal sayıların Gizemi gibi daha birçok çözülmesi gereken denklem bulunuyor. Evet, matematik dünyasının sıra dışı algoritmalarında bir yolculuğa hazırsanız asal sayıların gizemini yavaş yavaş ortaya çıkarmaya başlayabiliriz. Dilerseniz öncelikle asal sayı nedir? Kısaca bir gözden geçirelim sonra konumuza devam edelim. Kabul görmüş tanımlamalar açısından değerlendirildiğinde; sadece kendisine ve 1 e bölünebilen tüm doğal sayıların asal sayılar olarak tanımlandığını söylememiz yanlış bir ifade olmayacaktır. Buraya kadar her şey normal, fakat henüz aydınlığa kavuşturulamayan bir nedenle 1 sayısının kendisi asal sayı olarak kabul edilmez. Yüzyıllardır çözülmeyi bekleyen bu gizem günümüzde matematikçilerin çözmek uğruna ömür tükettikleri bir yapı olarak varlığını devam ettiriyor.

Devamını Oku

Hepimizin az çok kulak aşinalığı olduğu Matematikteki ünlü Pi sayısı nedir? Veya Pi sayısı neye yarar? Gibi soruların yanıtlarının arandığı yazımız merak edenler için oldukça faydalı olacaktır. Esas tanımlaması dikkate alındığında bir dairenin çevresinin çapı ile bölümünden elde edilen sayıyı ifade eden Pi sayısı olduğunu söyleyebiliriz. Tabii bu noktada her dairenin kendi başına bir değer alması söz konusu olduğunda Pi sayısı matematiksel kavramda değerlendirilirken değişmez ve sabit olarak nitelendirilir. Standart bir kullanımda π ≈ 3,1416 olarak ifade edilen Pi sayısı periyodik şekilde tekrar etmeden sonsuz sayıda basamağa ihtiyaç duyar.

Devamını Oku